18 Mayıs 2018 Cuma

Vıctor E.Frankl / İnsanın Anlam Arayışı



Gerçekten ihtiyaç duyulan şey, yaşama yönelik tutumumuzdaki temel değişmeydi. Yaşamdan ne beklediğimizin gerçekten önemli olmadığını,asıl önemli şeyin yaşamın bizden ne beklediği olduğunu öğrenmemiz ve dahası umutsuz insanlara öğretmemiz gerekiyodu. Yaşamın anlamı hakkında sorular sormayı bırakmamız ,bunun yerine kendimizi yaşam tarafından her gün her saat sorgulanan birileri olarak düşünmemiz gerekirdi.Yanıtımızın  konuşma ve meditasyondan değil ,doğru eylemlerden ve doğru yaşam biçiminden oluşması gerekiyordu. Nihai anlamda yaşam sorunlara doğru çözümler bulmak ve her birey için kesintisiz olarak koyduğu görevleri yerine getirme sorumluluğunu almak anlamına gelir.

  Frankl, kitabında kurucusu olduğu logoterapi ilkelerini İkinci Dünya Savaşı sırasında Auschwitz Nazi toplama kamplarında yaşadığı deneyimleri eşliğinde anlatıyor. Varolma serüvenin de  ‘anlam’ı keşfetmemize yardım edecek süreci anlatıyor.Tasvir ettiği toplama kampıyla  bizlere dünya hayatımızın da aslında bir hapishane olduğunu söylüyor.

 Kitabı henüz tamamlamamışken isimsiz olarak  yayınlamayı düşünmüş.Sadece kampta kendisine verilen numara ile yayınlama niyetindeymiş.Ancak kitabı tamamladıktan sonra isimsiz olarak kitabın değerinin tam olarak anlaşılamayacağını düşünmüş  ve ismini kullanmaya karar vermiş.

 Frankl, “Bu kitap, gerçeklere ve olaylara ilişkin bir açıklama olma iddiasında değildir, milyonlarca tutuklunun tekrar tekrar yaşadığı kişisel deneyimlerin bir özetidir.Orada bulunup da sağ kurtulmayı başaranlardan birisi tarafından anlatılan iç öyküsüdür.” diyor.


Kitap 3 başlığa ayrılmıştır.

Birinci bölümde ;Toplama kampında geçirdiği zamanı anlatmış.

İnsanın insana ne tür işkenceler yapabildiğini ve bir insanın buna nasıl katlanabildiğini anlatmaya çalışmış.Hala hayattaysan umutlanmak için bir sebebin vardır diyen Frankl , Nietzsche’nin ‘Beni öldürmeyen şey beni daha da güçlü kılar.’ sözleriyle de bu düşüncesini ifade etmiştir. Bir süre sonra gaz odaları baştaki kadar korkutucu değildir ,acıyı hissetmemeye başlarsınız , hastalıklara bağışıklık kazanmışsınızdır, hiçbir pislik eskisi kadar tiksindirmez sizi. Alışmıssınızdır.

Yaşamak acı çekmektir. Yaşamı sürdürmek, çekilen bu acıda bir anlam bulmaktır.
Yaşam, bir dişçiye gitmeye benzer.Her an, daha kötüsünün henüz yaşanmadığına inanırsınız, oysa zaten yaşanmış bitmiştir.

Hiçbir insan ve hiçbir kader, bir başka insanla ya da kaderle  kıyaslanamaz. Hiçbir durum kendini tekrarlamaz ve her bir durum farklı bir tepki gerektirir.Bazen insanın kendini içine bulunduğu bir durum ,eylem yoluyla kendi kaderini şekillendirmesini gerektirebilir.

  Bu dünyada iki ırk  olduğunu savunmaktadır.Birisi soylu insan ırkı, birisi soysuz insan ırkı. Toplama kampı ortamında bile soyluca davranışlar sergileyen insanlar vardır.Sizinle ekmeğini paylaşan gardiyanlar da vardır ,bir adım dahi atamayacak durumdayken,acımasızca hırpalayanlar da . Karşılaştığımız zorluklarla ya insan oluruz ya da insanlığımızdan oluruz.

İkinci bölüm: Kendi geliştirdiği logo terapi ilkeleri

Logoterapi “anlam kazandırma yoluyla tedavi” yi amaçlayan bir terapi metodudur. Logo terapide asıl amaç; bireyin “an”da kalarak, sorumluluk bilincini oluşturmak; bu yönde bir hayat felsefesi kazanmasına yardımcı olmaktır. Danışanın hayatına anlam kazandırabileceği amaç ve hedefler bulmasını sağlamaktır. Hayata iyimserlik ve pozitif yaklaşım katar. Kendine güveni arttırır ve kişiler arası ilişkileri geliştirir. Logo terapi “anlam kazanma”, “tecrübe” ve “özgür irade” olarak da açıklanabilir.Psikoterapide geçmişe yönelim varken logo terapide geleceğe dönük bir yönelim vardır.

 İnsanın gerçekten ihtiyaç duyduğu şey gerilimsiz bir durum değil, daha çok uğruna çaba göstermeye değer bir hedef, özgürce seçilen bir amaç için uğraşmak ve mücadele etmektir.

Üçüncü bölümde ise :İyimserlik bakış açısını anlatmaktadır.

İnsanın  iyimser düşünce tarzını benimsemesi karşılaştığı zorluklarla daha kolay mücadele etmesini sağlar.Böyle düşünen kişi bilir ki,inanç ve umut ile her şeyin üstesinden gelmek mümkündür. İnsan, varlığını devam ettirmek için, kendine anlamlı bir neden bulmalıdır ki hayatının anlamlı kılabilsin.

Fankl,Çünkü dünya kötü bir durumda ve her birimiz elinden geleni yapmadığı sürece her şey daha kötüye gidecek. Bu nedenle uyanık olalım, iki anlamda uyanık olalım: Auschwitz’den bu yana insanın ne yapabileceğini biliyoruz, Hiroşima’dan bu yana da neyin tehlikede olduğunu biliyoruz.” sözleriyle kitabı noktalamış.


Psikoloji kitapları okumayı seviyorsanız kesinlikle okunması gereken ,sorgulatan ve düşündüren çok derin anlamlı bir kitap...

*İllüstrasyonlar pinterestten alıntıdır. 














6 yorum:

  1. Güzel bir kitaba benziyor. İlerleyen zamanlarda değerlendirebilirim.Emeğinize sağlık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fırsatınız olursa okuyun derim mutlaka size katacağı şeyler olacaktir👍🏻😊

      Sil
  2. hımm psikoloji seviyom, iyimserlik deee, okuyabilirim, ağır kitap deseneeee :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence de biraz ağır,anlatilanlar cok yabanci şeyler değil aslinda toplama kamplarinda yasandigini bildiğimiz şeyler ama yazari bir psikolog oldugu icin onun bakış acisindan okumak daha aciklayici oluyor. Haliyle dokunakli da oluyor😔

      Sil
  3. Kaleminize sağlık. Bir çok yerde bu kitabın tavsiye edildiğine denk geldim. Sizde okuyup beğenmişsiniz. Okunacaklar arasına alındı o zaman.

    YanıtlaSil

 

Çok Bulutlu'nun Günlüğü Template by Ipietoon Cute Blog Design