Mathias Malzıeu / Mekanik Kalp

                                 

                                                                       

                                                       Arka Kapak:

Jack dünyanın en soğuk gününde doğar. Ancak kalbi donmuştur. Doğumuna yardım eden yarı büyücü yarı şaman ebe, sakat kalbin yerine bir saat yerleştirerek bebeği kurtarmayı başarır. Jack artık tüm duygusallıklardan uzak durmak koşuluyla yaşayabilecektir: Yani öfkelenmemeli ve en önemlisi de âşık olmamalıdır. Ama küçük bir sokak şarkıcısının kor gibi bakışları, kahramanımızın kalbini çetin bir sınamadan geçirir. Her şeyle karşılaşmaya hazır olan Jack, onu İskoçya’nın koylarından alıp Granada’ya değin götürecek ve ona aşkın eziyetiyle birlikte büyük zevklerini de tattıracak olan, Don Kişotvari bir aşk arayışına atılır.

Öncelikle kitabın kapağındaki illüstrasyon çok güzel, al beni diyor resmen. Konusuna da bayıldım fikir mükemmel.Ama haddim olmayarak yazarın fikri heba ettiğini düşünüyorum.

 Anlatımındaki  tasvirler çok uç noktalarda, fazlasıyla absürt tanımlamalar seçmiş. Bilerek yapılmıştır elbette ki ama okur zevki açısından beni biraz yordu. Açıkçası bazen ne anlatmak istediğini anlamadım.Burada yazar ne demek istemiş diye iki üç defa dönüp baştan okuyorsunuz.

 Bunların yanı sıra yer yer insanın duygularına dokunan  ayrıntılar da  var elbette.En başta dediğim gibi konu çok güzel çünkü.Düşünsenize, birini sevmeye başladığınızda gerçek anlamda kalbinizin bozulduğunu. 

Aşk için kalbinizi yerinden söker miydiniz?

Alıntılar;

‘Öncelikle, ibrelerine dokunma. İkincisi, öfkene hakim ol. Üçüncüsü, sakın ama sakın aşık olayım deme. Çünkü olursan, kalbindeki saatin yelkovanı derini deler, kemiklerini parçalar ve kalbinin mekanizması tekrardan bozulur.’

 ‘Ne kadar farklı görünmeye çalışsan da nasıl biri olduğun bir gün mutlaka ortaya çıkar.’

‘Aşkın hissettirdiği tüm mutluluk ve güzellik bir gün acı ile ödenir.’

“İbrelerimin yönünü tersine çevirerek zamanı tersine çevirebilir miyim?

Hayır, dişlilerini zorlarsın ve bu inanılmaz acı verici olur. Ve hiçbir şeye de yaramaz. Asla geçmişteki eylemlerimize geri dönemeyiz, kalbimizde bir saat olsa bile.”

 ‘Acı çekmekten korkuyorsan, elbette acı çekme olasılığını azaltırsın.İp cambazlarını düşün, gerçekte ipte yürürken düşebileceklerini düşündüklerine inanıyor musun? Hayır, bu riski kabul ediyorlar ve bu tehlikeye meydan okuyabilmenin tadına varıyorlar. Hayatını hiçbir yerini kırmamaya dikkat ederek geçirirsen inanılmaz sıkılırsın, biliyorsun…’